Mutlu Çocuklar Kreşi

Bilgi Köşesi

0-36 Ayda Gelişim

Yaşamın ilk üç yılında bebek, bir taraftan içinde bulunduğu ortama ve çevresindeki kişilere uyum sağlarken diğer taraftan hızlı bir şekilde gerçekleşen büyüme ve gelişmenin gerektirdiği değişimlere ayak uydurmaya çalışır. Bu süreç içerisinde yuvarlanır, emekler, sıralar, yürür,
ses çıkarır, konuşur, şarkı söyler, dans eder ve aşama aşama çeşitli beceriler geliştirir; ancak bireysel farklılıklar nedeniyle her bebeğin gelişimi aynı hızda gerçekleşmeyebilir.

Doğumdan sonraki ilk aylarda refleksif hareketler yoğun biçimde görülür. Sinir sisteminin ve duyu organlarının gelişmesi ile birlikte çevreden gelen uyaranlar giderek işlevsel hâle gelir. Zamanla refleksler yerini amaçlı hareketlere bırakır. Bebeğin dokunarak, hissederek ve deneyerek
nesneleri algılama, tanıma, nesnelerle ilgili neden-sonuç ilişkileri kurma gibi becerileri gelişir ve bebek yaşama hazırlanır. Yaptığı davranışların sonuçlarını görüp haz aldıkça keşfetmek için daha çok güdülenir, deneme yanılma yoluyla ve uygun eğitimsel fırsatlarla deneyimlerini artırır.

Erken dönemlerden itibaren destekleyici ortamlar hazırlamak ve bebeklerin gelişimlerini takip etmek önemlidir. 0-3 yaş arasında yürüme, konuşma, iletişim kurma, düşünme, akıl yürütme ve sorun çözme gibi birçok beceri kazanılır. Bu beceriler, döneminde kazandırılmaz ise bu becerilerin sonraki dönemlerde kazandırılması zor olabilir. Bu dönemdeki eğitimler sadece dil, matematik ve problem çözme gibi akademik başarıları değil aynı zamanda toplumsal yaşam için gerekli olan iletişim kurma, empati, sorumluluk alma, iş birliği gibi sosyal becerileri geliştirmesi ve öğrenmeyi güçlendirmesi açısından da önemlidir. Bu nedenle doğumdan itibaren 0-36 aylık çocukların Erken Çocukluk Eğitim Programlarına katılmaları eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.


Eğitimcinin Önemi


Eğitimci, erken çocukluk eğitiminin niteliğini ve çocuğun gelişimini etkileyen en temel belirleyicilerden biridir. Çocuklar sadece değer gördükleri, sevildiklerinden emin oldukları ve kendilerini güvende hissettikleri destekleyici ortamlarda çevrelerini keşfederler ve sunulan öğrenme fırsatlarını değerlendirirler. Bu destekleyici ortamın en önemli bileşeni ise eğitimci ile çocuk arasında kurulan tutarlı ve güvenli ilişkidir.

Eğitimci, her çocuğun farklı gelişimsel ve bireysel özellikler ile farklı yeteneklere sahip olduğunu ve farklı yeterliliklere sahip olduğunu daima aklında tutmalıdır. Ayrıca çocuk ile tutarlı ve güvenli bir ilişki geliştirdiğinde, çocuğun sahip olduğu yeterliliklerin farkında olduğunda ve bu yeterlilikleri dikkate alarak çocuğa yeni öğrenme deneyimleri sunduğunda çocuğun gelişimini desteklemiş, toplumsal yeterliliğini artırmış ve gelecekteki başarısını olumlu yönde etkilemiş olur.